Antik çağlarda Antik çağlarda ışıklar ülkesi olarak adlandırılan Likya, Fethiye ile Antalya arasındaki Teke yarımadası üzerinde yer alır. Kendilerine özgü dilleri, anaerkil yaşam biçimleri, kaya anıtları, mezarları, özgürlük ve bağımsızlıklarına düşkünlükleri ile bilinen Likya’lılar, Kadeş’te Mısırlılara, Truva’da, Akha’lara karşı Anadolu Birliğinin savunucuları arasında tarihe geçmişlerdir.
Fethiye’nin Likya dönemindeki adı Telmessos’tur. Yazılı kaynaklarda kentin bu ismi tanrı Apollon’un oğlu Telmessos’tan aldığı belirtilmektedir. İ.Ö. 5. Yy dan başlayarak, yaşamın kesintisiz süreci içinde Perslerin, Roma’nın ve Bizans’ın yönetiminde kalmasına karşın, özgün yapısını korumayı başarabilmiştir.
Fethiye’de Antik Telmessos’tan günümüze ulaşan eserlerin en görkemlisi, İ.Ö. 4. YY’ da Hermapias oğlu Amintas adına inşa edilen ve İon düzenindeki bir tapınağı andıran kaya mezarıdır. Ünlü gezgin Charles Texier’in, 1850 lerdeki ziyareti sırasında kazıyarak yazdığı ismi mezarın giriş bölümünde görülebilmektedir.
Likya sanatının ve taş işçiliğinin seçkin örnekleri olarak kabul edilen lahit tipi mezarlar, Fethiye’nin kent dokusu içinde ayrı bir güzellik sergiler. Özellikle Hükümet Konağı’nın bahçesinde, Nekropolde ve iskelenin karşısındaki örnekler dikkat çekicidir.
Fethiye’ye 55 Km. uzaklıkta, bu günkü Dodurga Köyü yakınlarında, Toros yamaçlarına kurulmuş, önemli Likya kentlerinden biridir. Küçük bir tiyatro, sarnıçlar, tapınak, hamam kalıntıları ile çok sayıda, gösterişli lahit mezar görülebilir.
İlçe merkezine 28 Km. uzaklıktadır.Likya federe birliğinin spor kentidir. 4 tarihsel kuşağın bir arada görülebildiği,gezginlere Anadolu’muzda yaşamın sürekliliğini, kanıtları ile sunmaktadır. Ünlü Belleforontes ve kanatlı at Pegasus efsanesine konu olmuştur.Kanlı Ali Ağa Sarayı, stadyum,Gymnasyum, Palaestra, hamam, tiyatro, Belleforontes mezarının bulunduğu nekropol, günümüze kadar ulaşan yapılar arasında…
İlçe merkezine 45 km uzaklıkta, Minare Köyü yakınlarındadır.
Dağların yamaçlarına güvercin yuvası biçiminde nakşedilen Likya mezarlarının en güzel örneğini sunar. Antik dönemin güzellik yarışmalarının yapıldığı, tanrıça Afrodit’e adanmış kalp biçimli tapınağı ile ünlüdür. Hala ayakta kalabilmiş tiyatrosu, odeonu ve pek çok kaya mezarıyla, görülmeye değer bir kent…
Likya Federasyonunun yönetim merkezidir. Fethiye’ye 60 Km. uzaklıkta, Kınık Köyü sınırları içindedir. Kuruluşu M.Ö.1200 yılına kadar dayanmaktadır. Bağımsızlık ve özgürlük uğruna toplu intiharlara sahne olmuş bu önemli kentten günümüze, Likya dönemiAkropol, Roma Dönemi tiyatro, Hıristiyanlık dönemi kilise, Helenistik dönem şehir kapısı kalıntıları görülebilir.
1838 yılında, kentten taşınan “Nereidler Anıtı” ve diğer önemli Likya dönemi buluntuları, Londra’da British Museum’da sergilenmektedir.
Fethiye’ye 55 Km. uzaklıkta, Kumluova Beldesi sınırları içindedir. Tanrıça Leto’nun, Artemis ve Apollon’u dünyaya getirişini anlatan efsanenin geçtiği ve onlara adanmış üç önemli tapınağın bulunduğu, Likya’nın dinsel merkezi konumundaki kenttir. 1962 yılından bu yana sürdürülen arkeolojik kazılar, kent tarihinin M.Ö.8.y.yıla dayandığını kanıtlamıştır. Helenistik devre ait tiyatro ayaktadır.
Likya’lı tanrı Apollon ve Noel Baba diye bilinen, hümanizmin sembolü Aziz Nikolaus’un doğum yeri ve Likya’nın limanıdır. 18 km kumsalı ile ülkemizin en uzun plajıdır.
Fethiye’ye 20 km. uzaklıktaki Üzümlü beldesi yakınındadır. Kazı çalışması Fethiye Arkeoloji Müzesi tarafından gerçekleştirilmiş olup, spor kompleksi, tiyatro, anıt mezar, agora günümüze ulaşan başlıca kalıntılardır.
Fethiye’ye 88 km. Uzaklıktaki İncealiler Mahallesi yakınında kurulmuş, antik dönem filozoflarından Dioghenes’e ait, üç yüz kadar yazılı tabletin bulunduğu önemli bir antik kenttir.
Şehir merkezine 40 km uzaklıkta, Ören Köyü Sınırları içindedir. Bizans dönemi sur duvarları, hamam, su kemeri, amfitiyatro ve Likya dönemi kaya mezarları görülebilir. Ören, muhteşem kanyonu, doğası, alabalık havuzları ve kır lokantaları ile de görülmeye değer bir köyümüzdür.