Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çıralı, ilgili Bakanlıklar ile Muğla Milletvekillerine mektup yazarak, Covid-19 salgının önlenmesi amacıyla alınan tedbirler nedeniyle FTSO üyelerinin yaşadıkları sıkıntıları tek tek aktardı ve sorunlarının çözümü için destek istedi.
FTSO Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çıralı, ilgili Bakanlıklar ile Muğla Milletvekilleri; Burak Erbay, Mehmet Yavuz Demir, Metin Ergun, Mürsel Alban, Suat Özcan, Süleyman Girgin ve Yelda Erol Gökcan’a gönderdiği mektupta FTSO üyelerinin finansal sorunlarını çözülmesine yardımcı olacak, Covid-19 salgını sona erip her şey normalleştiğinde turizm sektörünün talebe hızlı cevap verebilmesini sağlayacak, turizm sektöründen etkilenen diğer sektörlere de umut verecek talepler için destek istedi.
Osman Çıralı, Covid-19 salgınının etkilerini en yoğun ve derinden yaşayan sektörlerin başında turizm, hizmet ve konaklama sektörlerinin geldiğine dikkat çektiği mektupta, turizm sektörünün, sağladığı istihdam ve döviz girdisi gibi ülke ekonomisine katkısının yanı sıra bölgede başlıca geçim kaynağı olduğunu vurguladı. Thomas Cook'un iflası ile büyük ölçüde sarsılan FTSO üyelerinin ve paydaşlarının Covid-19 salgını dolayısıyla 2020 sezonundan beklentilerini sıfıra indirdiğini kaydeden Çıralı, rezervasyon iptalleri ile personel yönetimi ve finansman yapılandırmada karşılaşılan güçlüklerin başını çektiği sorunlarla turizm sektörünün zorlu bir dönemden geçtiğini hatırlattı. FTSO üyelerine yönelik nakdi yardımın sağlanamamasının yanı sıra banka kredisi başvurularında bankaların çıkardığı zorluklar dolayısıyla finansmana erişimlerinin zorlaştığına işaret eden Çıralı, FTSO üyeleri adına yazdığı mektupta talep ve beklentileri şöyle dile getirdi:
“Üyelerimize yönelik nakdi yardımın sağlanamamasının yanı sıra banka kredisi başvurularında bankaların çıkardıkları zorluklar nedeniyle krediden faydalanabilen üyemiz yok denecek kadar az olması ile kredi, faiz ve finansman düzenlemeleri hususlarında finansmana erişimlerin zorlaştığı açıkça görülmektedir. Öyle ki, üyelerimiz bankalar tarafından normal piyasa faizlerine yakın oranlarla kredi almaya yönlendirilmekte, mevcut kredilere faiz uygulanarak ötelenmekte, hatta bazı üyelerimizin düşük limitli kredi taleplerinde bile bankalar sermaye artırımı istemekte, KGF kefalet kapasitesi iki katına çıkarılmasına rağmen "limit bitti" bahanesiyle üyelerimizin finansmana erişimleri engellenmektedir. Covid-19 salgınının hem turizm gelirleri hem de tedarik zincirleri üzerindeki etkisinin bölge ekonomimizi ileriki dönemlerde telafisi zor bir duruma düşüreceği aşikârdır. Bu çerçevede, turizmde faaliyet gösteren üyelerimiz ve tedarik zincirinde de yer alan tüm paydaşlarımızın operasyonel ve finansal etkiyi azaltacak, daha geniş kapsamlı, büyük çaplı, bütüncül ekonomik önlem paketleri ve hibelerle desteklenmesi gerekmektedir.
Yılda ortalama 1.5 milyon yerli ve yabancı turist ağırlayan ilçemizde faaliyet gösteren turizmci üyelerimiz ve sektör paydaşları tarafından, işletmelerin desteklenmesine yönelik tedbirler alınması zaruridir.
Bunların başında Covid-19 pandemisi ile mücadele kapsamında işletme sürekliliğini destekleyecek ödeme destekleri (genelge ile kapatılan işyerlerine kira desteği, istihdamı koruma amaçlı ücret desteği), Turizm sektörünün yanı sıra tedarik zincirinde bulunan tüm sektörlerin de ‘mücbir sebep' kapsamına dahil edilmesi, en son Elazığ-Malatya Depreminde uygulanan 12 ay ödemesiz, 36 ay vadeli, "0" faizli KOSGEB Acil Destek Kredisinin 50.000 TL üst limitli olarak turizmcilere sağlanması, mücbir sebep kapsamında mevcut durumda kapalı olan işletmelerin elektrik faturasından muaf tutulması, açık olan işletmelere de vergi muafiyeti getirilmesi, firmaların mevcut ticari kredi kartı borçlarının faizsiz ötelenmesi gelmektedir. Ek olarak, devlet nezdinde sektöre yönelik daha elverişli bir kredi bütçesinin oluşturulması, 36 ay ve üstü uzun vadeli, 0 faizli ve ödeme ertelemeli kredi destek paketlerinin mali politika kapsamında devreye girmesinin teşvik edilmesi gerekmektedir. Bunların yanında, mücbir sebepten faydalandırılan mükelleflerin beyanname ve bildirim gönderiminin ertelenmesiyle, KDV iadesi alma veya mahsuplaşma sistemiyle çalışan üye işletmelerimizin de KDV iadesi alma süreleri uzamaktadır. Bu durum, büyük çaptaki başta alabalık işleme tesisleri olmak üzere üretim sektöründeki çoğu üyemizi iflas etme noktasına getirmiştir. Sektör paydaşlarımızın ve üyelerimizin sorunlarının çözümüne ilişkin devlet eliyle yapılacak düzenlemeler ve müdahaleler bölge ekonomisinin ve ilçemizin ayakta kalabilmesi için zaruridir.”